19 Şubat 2012 Pazar

MARDİN:Otostopla Güney Doğu Turu

             Sevgili okurlarım hepinizden özür diliyorum blog yazıma biraz ara verdim elde olmayan sebeblerden dolayı. Şimdi gezi yazımıza kaldığımız yerden devam edelim aynı heyecan ve şevkle.
            Önceki yazımda Urfa gezimizi anlatmış orada edinmiş olduğum deneyimleri sizinle paylaşmıştım.
            Şimdi yeni rotamız Mardin. Artık çılgın yolculuğun otostop turumuzun en keskin
belirgin adımını atıyoruz.
           Sabah erkenden kalktık kahvaltımızı yaptık ve
yola çıktık. Otostop için elimizi kaldırdık fakat kalkan el aslında özgürlüğe, unutulmaz anılara, heyecan dolu günlere kalkan eldi.
           İlk araç durdu bu bir pikaptı. Aracın sahibi iş görüşmesi yapıyordu yolculuk esnasında bu yüzden bi çif laf edemedik. Telefon görüşmesinde karşısında ki ile tartışıyordu ve çok sürat yapıyordu korkmadık değil yani. Bizi bir petrole kadar götürdü ve benden buraya kadar dedi eyvallah dedik ve indik. Bu petrol tırların mola verdiği bir yerdi.
            Yola çıkmak üzere olan bir tır gördük koştuk ve dedik bizide Mardin'e götür. Sağ olsun  bizi aldı tıra ve yola çıktık. Bindiğimiz dışarıdan bakınca bir tır..
 Fakat içine girince ayrı bir dünya, tır değil bir ev adeta. Çayımızı demledik  ayakkabıları çıkardık ayağımı uzattım cama doğru yol arkadaşım da arka tarafta yatmış uyuyordu evde bu kadar rahat yok yani :) Sohbetimizi ede ede Kızıltepe üzerinden Mardin girişe sapağına geldik. Oradan Mardin merkeze gitmek için yine otostop çekmeye başladık. Bir taksi geldi 5 kişi vardı beş genç hepsi bizim yaşımızda. Gelin dediler tereddüt ettik sıkışa sıkışa bindik ve bizi merkeze götürdüler.
            Mardin anlatamıyorum kelime bulamıyorum koklasan tarih kokuyor, baktığın her nokta sana bir şeyler anlatıyor. Eski evlere bakınca gülüşen çocukları, ağlayan ninelere, askere giden gençleri görüyorsun. Sokak aralarında top koşturan çocuklar ve hiç bir şeyden habersiz hayatı yaşayan mutluluklar çarpıyor insanın gözüne.
            Şehre ayak bastığınız andan itibaren şehrin tarihini anlatıp üç beş kuruş almak isteyen çocuklar sarıyor etrafınızı. Komik uydurma hikayelerde oluyor. Bakın bir çocuk ne anlattı paylaşayım sizinle: " Mardin'de evlerin kapısında iki tokmak vardır biri kalın biri ince eğer kapı çalındığında kalın tokmak sesi geldi ise erkek misafir geldi ince tokmak sesi geldi ise kadın misafir gelmiştir. Eğer ikisini de çalınmış ise Bülent Ersoy gelmiş demektir." diye komik bir hikaye anlattı :)
           Bol bol gezdik ve fotolar çektik. İşte bir kaç örnek foto..
           Tarihin ilk oyuncak arabası :)
       
       Çocuk bezi olmasa daha iyi olurmuş...
       Sokak arasında bir bakkal...
             Mardinde oraya has şekerli ekmek yedik bence tadılması gereken bir ekmek gerçekten çok güzeldi. Eee akşam oldu kalacak yer lazım bir kaç yere sorduk hepsi otel tarif etti prensip gereği otelde kalmıyorduk (para alıyorlar otelde kalmak için :)  )  Akşama doğru bir  kahvehaneye gittik yardım eden olmadı hava kararmaya başladı artık bizde öğretmen evine gittik para istediler ne yapsak ne yapsak derken dedim kalk polis karakoluna gidelim bir yer ayarlarlar dedim ama yanılmıştım.
            5 6 tane polise durumu anlattık. En son komiserleri geldi...
     _Komiser: Gençler kimliklerinizi verin bakalım.
             Kimliklerimizi alıp sicil kaydımıza baktı :) Bu kısım çok komiğime gitmişti açıkçası. Sevgili komiserim sence aranan biri olsam oraya gelir miyim?
    _Komiser: Anlatın bakalım ne istiyorsunuz.
    _Biz: (Sadece orada yaklaşık on kez anlatmanın verdiği sıkkınlıkla) öğrenciyiz geziyoruz kalacak yere ihtiyacımız var.
_Komiser: Kalacak yer yok.
     _Biz: Bakın biz potansiyel suçluyuz eğer, parkta bahçede yatarsak biri sataşırsa kavga çıkarsa ya o bizi yada biz onu yaralayacağız .
    _Komiser: :):):) gülerek iyi akşamlar dedi.
    _Biz: Komserim bari bizi nezarete atın orada sabahlayalım.
    _Komiser: nezaret dolu...
               Deyip bizi ordan uzaklaştırdı.
               Anlayacağınız görev tanımları içinde vatandaşın refahını huzurunu ve güvenliğini sağlamak bulunan polis yani kolluk kuvvetimiz güvenliğimizi sağlamadılar o akşam.
        Biz de her inanan insanın illa o veya bu şekilde camiye gidecek olması gibi camiye gittik... Yatsı namazı kılınmış cemaat çıkarken hocaya gittik ve durumu izah ettik sağ olsun bize karayolları misafir hanesinde kalabileceğimizi söyledi ve kalmamız  için yeri ayarladı gittik ve kamyoncularla, kepçecilerle beraber kara yoları misafir hanesinde yattık.
 
           Mardin gezisi bitmişti artk...    
           Sabah olmuştu hava güzel ve güneşli idi güneş gülümseyerek kalkın ve yola çıkın yeni maceralar sizi bekler diyordu.  Bizde aynen öyle yaptık kahvaltımız yaptık ve yola çıktık yeni günün yeni heyecanlar getirmesi için.
           Yeni yazımda görüşmez üzere...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

yolcudur abbas baglasan durmaz . devam et ramazan yanındayım her zzaman...o arı

rc.gezgin dedi ki...

eyvallah o arı sağolasın devam ediyorum. :)

sinem demirci dedi ki...

sen nasıl bişisin yaa:D gece yatcak yer arama muhabbeti koparttı beni =) cok eglenceli ya hep böyle devam et hayatın tadını çıkar ;)

rc.gezgin dedi ki...

:)) hayat tadını çıkartmak için fırsatlar sunar ki fırsatları değerlendirmesini bil.