26 Aralık 2011 Pazartesi

İlk gezi yazım eskişehir'de bisikletle.

         Geçtiğimiz 27 ekim cumartesi günü yani kurban bayramının 3. günü ne denk geliyor. Dört arkadaşımla sabah kalkmış ne yapalım diye birbirimize soruyoruz. Tabi o gün iki misafirimiz var biri benim dayım ( dayım ama aynı yaştayız kanka muhabbeti var aramızda) diğeri ise ev arkadaşımın çocukluk arkadaşı. Hava da soğuk. İnternette Eskişehir'de nerelere gideliriz diye ufak bir araştırma yaptık
       Ve Avlakkaya-Bozdağ Köyü-Muttalıp Yürüyüş Parkuru varmış mihalgazi tarafında dedik hadi oraya gidelim bi mangal yapıp dönelim. ve saat 11 gibi evden çıktık 4 tane bisiklet kiralayacağız diye ama çok zor bulduk bisikletleri. Önceki yıllar 4 5 tane dükkan bisiklet kiralama işi yapıyordu ama kendini bilmezler bisiklet çalınca artık kiralama işini bırakmışlar. Neyse ki bir yerde 4 bisiklet bulduk uzun arama sonucunda.
        Yanımıza balıklarımızı ve tavukları aldıktan sonra yola koyulduk. Çarşı içinde onca fırının önünden geçtik fakat yük olmasın diye ekmek almadık köyün birinden alırız dedik. İşte bu yanlış tercihti :)
Bayram olduğu için fırınlar kapalı, açık olanda ise ekmek kalmamıştı. Sora sora mihalgazi yolunu bulduk yolda amcalar uyardı bak orda büyük dağ var Emirdağı orayı bisikletle çıkamazsınız dediler. Bizde çıkarız amca sen rahat ol diye girdik yola dağı görünce kala kaldık ee onca yol geldik geri dönmekte olmaz dedik. Vurduk kendimizi dağa.
        Daha 300 metre ilerlemeden ecel terleri akmaya başladı soğuk soğuk. Artık söylenmeye başladı herkes şuraya kadar gidelim orda mangal yapıp döneriz. Derken arkadan bir kamyonun geldiğini görünce hepimiz önüne atladık bizi de al diye kamyonun durdurduk. Sağ olsun  bizi kamyona aldı hepimiz bisikletleri dampere yükledik ve kamyonun üstüne çıktık. Artık yol kolaydı tepeyi aşınca bilmem kaç kilometre boyuncu yokuş aşağı idi yolumuz. Tepeyi aştıktan sonra indik kamyondan arkadan el sallayıp duamızı ettik. Ve Hekimdağ köyünün Van'lı bakkalcısından 2 tane 3 gün önceden kalmış ekmeğini aldık ve orman yoluna doğru ilerledik. Bu arada ufak bi kaza atlattık arkadaş düştü ve kolunda bacağında sıyrıklar oldu. Yanımızda yara bandı yoktu ve bu bize ders oldu bi daha  yara bandsız yola çıkmam.
           Biz daha mangal yeri bulmadan hava kararmaya başladı. Daha fazla ilerlemeden bir yer bulma telaşı ile bir düzlüğe geçtik  ve hızlıca ateş yaktık, mangalı hızlı bir şekilde pişirdik, çiğ pişmiş demeden yedik ve hemen geri yola koyulduk. Hava kararmıştı ve yanımızda aydınlatma aleti yoktu  neyse ki ay o gece  merhametli idi bize gülümsüyordu adete ışığını bizden esirgemedi.
           Yarı yolda köy kahvehanesine girdik ve orda sıcak çay içtik çay 25 kuruş ve çok lezzetli idi. Rampalar da yürüyerek, düzlüğe gelince bisiklet üstünde gece karanlığında her yer ağaçla kaplı yolda ve köpek havlamaları eşliğinde yaklaşık 4 5 saat sonra eve ulaşabildik.
           Hedefimiz parkura gitmekti ama saatin çok geç olması ve misafirlerimizin gece geri dönmeleri gerektiği için yarı yoldan geri döndük yoksa köyde bir eve misafir olmayı planlıyoruk.
          Gezi ye çıkarken kesinlikle çantada bulunması gerekenler.
 1. yara bandı 
 2. çakı  
 3. sargı bezi 
                Birde eksiklerin, ihtiyaçların ilk görülen yerde alınması gerektiğine bu gezi de karar verdim.      
 3 gün önceden kalma ekmeği yeyince akıl başa geliyor. 


      Çok gezen mi çok okuyan mı? Hem çok  gezip hem de çok okuyan.

2 yorum:

rc.gezgin dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
murat dedi ki...

la bu bizim gezi ya la :D